19 Mart 2016 Cumartesi

STEFAN ZWEIG "KORKU"

İçinde yaşadığımız yüzyılın ana teması "korku". Patlayan bombalardan herbirimizin zihinlerine bulaşan çağın hastalığı "korku". Zweig, bu eserinde korkunun bir insanı nasıl yakıp tüketebileceğini ve küllerinden yeniden doğurabileceğini anlatıyor. Zekice işlenmiş kurgusuyla akıllardan silinmeyecek bir öykü bu.
Durağanlıktan sıkılan bir kadının ihaneti, suçluluğu ve korkusu anlatılıyor kitapta. Zweig yine başarılı ruhsal bir çözümlemeye imza atmış. Okurken keşke filmi de çekilseymiş dedim.



7 Mart 2016 Pazartesi

STEFAN ZWEIG "OLAĞANÜSTÜ BİR GECE"

Stefan Zweig'ın insan psikolojisinin bir analizini ustaca sunduğu kitapta yaşamın rutin akışında sıradanlığa ve duyarsızlığa esir olan bir adamın süperegonun tokadıyla kendine gelişi anlatılıyor. Öyküde bir olağanüstülük olmamasına rağmen adamın bir gecede yaşadığı dönüşüm gerçekten sıradışı. Varoluşçu bir dokunuşla yazılmış bu öyküde Zweig yine insan psikolojisinin derinliklerine dair bir yolculuğa çıkarıyor. Kitabın son cümlelerini büyük harflerle yaşama yazmak gerekli. " Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar."
37 yaş gerçekten de insan yaşamında bir dönüm noktası galiba. Zira Elif Şafak, Buket Uzuner ve Stefan Zweig'ın öykülerindeki bu karakterlerin hepsinin 37 yaşında olması tesadüf sayılmamalı...