4 Ocak 2017 Çarşamba

SAMED BEHRENGİ "KÜÇÜK KARA BALIK

Azeri asıllı İranlı bir öğretmenin yazdığı, yaşamın anlamını anlatan kitap. Çocuk kitabı olarak yazılmış ancak Küçük Prens'te olduğu gibi verdiği mesajlar yönünden erişkinler tarafından anlaşılabilecek bir kitap sayılabilir. Fabl türündeki bu kitabın anafikri "herkesin yaşamasının da ölmesinin de bir anlamı, diğerleri üzerinde bir etkisi vardır" Öyledir gerçekten. Bazen birinin ölümü ile başlar bir diğerinin doğumu veya birinin doğumu yol açar birilerinin ölümüne. Buradan benzer bir öykünün kaleme alındığı Yekta Kopan'ın "Aile Çay Bahçesi" adlı kitabına geçiş yapacağım...
Küçük Kara Balık yarım saatte okuyabileceğiniz, Küçük Prens tadında bir fabl. Somut anlamda pekçok tutarsızlıklar içeriyor, ama soyut anlamda iyi kurgulanmış bir eser. 


BARIŞ BIÇAKÇI "BİZİM BÜYÜK ÇARESİZLİĞİMİZ"

Ender ve Çetin'in yalnız yaşamlarına bir kelebek gibi konan Nihal'in hikayesini anlatan, Barış Bıçakçı'nın Ender'in ağzından kendi kendine sürekli konuşup durduğu kitabı. Aksiyonsuzluk bakımından kitap Nuri Bilge Ceylan'ın filmlerini aratmıyor, farklı tarafı sessizlik yerine sözcükler olması. Başka bir deyişle, olaylar sözcüklerin hızına yetişemiyor. Yine de sürükleyici bir anlatımı olduğu söylenebilir. Yazar toplumsal bir başkaldırışla iki orta yaşlı erkeğin hem gençliğe hem de birbirlerine karşı olan gizil aşklarına değiniyor. Her iki aşkta da cinsellik yok, muhtemelen bastırılmış...
Kitabın bir de 2011 tarihli bir filmi yapılmış. Kitaplardan uyarlanan birçok filmde olduğu gibi maalesef kitabın tadını vermiyor. Sanki skeçleri birleştirip de dilm yapmışlar gibi sanatsal yönü de oldukça düşük bir yapım olmuş, oyunculuklar için de olumlu yorum yapamayacağım. Yine de Ankara manzaralarının verdiği tanıdıklık hissi filmi çekici kılıyor.