26 Haziran 2016 Pazar
MİKHAİL BULGAKOV "KÖPEK KALBİ"
Yazarın "Usta ile Margarita" kitabını okurken çok zorlanmıştım, ama bu kitabı neredeyse bir günde okudum. Tıpkı "Genç Bir Doktorun Anları" adlı kitabında olduğu gibi kahraman yine bir doktor, bu sefer bir araştırmacı, cesur bir cerrah. Gençliğin sırrını bulmaya çalışan, hırslı bir komünizm düşmanı. Sokak köpeği Şarik'ten asi bir insan yaratmayı başarıyor. Kitap simgeler ve dönemin Rusya'sına göndermelerle dolu. Sık sık dipnotlara dönmek gerekiyor. Mesaj çok açık; karnı doyduğu için herşeye boyun eğen ama mutlu olan, çok fazla da sorgulamayan bir sokak köpeği saldırgan, özgür olmak isteyen, sorgulayan ama mutsuz olan bir insana dönüşüyor. Öyle ki yaratıcısı bu durumdan pişman olup onu tekrar eski haline döndürüyor. Herkes insan olmamalı ya da özgür!
24 Haziran 2016 Cuma
23 Haziran 2016 Perşembe
STEFAN ZWEIG "MÜREBBİYE"
Zweig'ın dört kısa ama derin öyküsünün bulunduğu kitap...
"Mürebbiye", çocuk saflığının yetişkinlerin acımasızlığı karşısında yerini güvensizliğe bırakışını anlatan bir dram.
"Yaz Novellası" beğenilmenin bir kadını hem fiziksel hem de psikolojik olarak nasıl değiştirdiğini anlatıyor.
"Geç Ödenen Borç" yazarın yine bir filme konu olmasını düşlediğim öykülerinden biri. İki insanın geçmişte ve bugün iki ayrı statüde karşılaşmalarını konu ediniyor.
"Kadın ve Yeryüzü" oldukça başarılı betimlemelere sahip ancak anafikrini kavramakta zorlandığım bir öykü. Zweig farklı birşey denemiş ama başarılı da olmuş...
Dört öykünün hepsi bir çırpıda okunuyor, ama sonrasında uzun uzun düşüncelere dalmak gerekiyor.
21 Mayıs 2016 Cumartesi
PEYAMİ SAFA "DOKUZUNCU HARİCİYE KOĞUŞU"
Bu kitabı okurken her bölümün sonunda Peyami Safa'yı okumayı neden bu kadar ertelemişim diye hayıflandım.
Belki depresif oluşu, belki romanlarının kötü TV uyarlamalarıyla erken yaşlarda karşılaşmanın sonucu ortaya çıkan önyargı...
Hastalığı nedeniyle bedenine hapsolmuş bir adamın kardeşi yerine koyduğu Nüzhet'e olan amansız aşkı. Arabesk bir tem, ama müthiş edebi bir anlatım ve üslup. Peyami Safa bir edebiyatçının genlerine sahip; çok yetenekli bir o kadar da depresif. Kendi yaşantısını eserlerinde soyutlayamamış, belki bu yüzden oldukça lezzetli...
Nazım Hikmet kitabı üç kez okumuş, benim de daha okuyasım var. Cicero gibi ben de yaşamın kısa olduğuna inananlardanım, şimdilik diğer kitaplarıyla devam edeceğim. Bir de Peyami Safa ile ilgili yazılan kitaplar var, var var var...
15 Mayıs 2016 Pazar
STEFAN ZWEIG "SATRANÇ"
"Satranç" hiç şüphesiz Zweig'ın en sürükleyici novellası. Yazarın psikolojiye olan ilgisi ve derin bilgisi bu kitapta biraz daha öne çıkıyor. Hapsedilmiş, hırslı bir adamın sıfırdan nasıl bir satranç dehasına dönüşebileceğini, ama herşeyin hırs ve bilgi olmadığını, yetenek ve sabrın ne kadar önemli olduğunu, karşısındaki insanın nabzını tutmanın bu oyunda hatta belki yaşamda başarıya götüreceğini bir çırpıda anlatıyor.
Bu kitabın yazarın intiharından önce yazdığı son kitap olması da tesadüf olmamalı. Kitapta kıstırılmış hissetmek, deliryum-çıldırmak hali o kadar canlı tasvir edilmiş ki kitabı okurken Zweig'ın Brezilya'da yurdundan binlerce kilometre uzakta, haksız yere sürgün edilişinin haykırışlarını duyabiliyorsunuz.
Başka bir Zweig şaheserinde buluşmak ümidiyle...
26 Nisan 2016 Salı
Kaydol:
Yorumlar (Atom)






