31 Temmuz 2017 Pazartesi

STEFAN ZWEIG "AY IŞIĞI SOKAĞI"

Stefan Zweig'ın kısa öyküleri- novellalarını içeren bu kitabı hızlıca okudum. En çok kitaba adını veren öyküyü beğendiğimi söyleyebilirim, bunun yanısıra hayatını efendisine adayan hizmetçinin öyküsü de ilginçti. Her Zweig kurgusunda olduğu gibi insanların psikolojik mücadeleleri ve sonunda bu mücadeleye direnemeyip intiharla noktalanan yaşamlar bu kitapta da var. Bence kitabın kapağı çok etkileyici; resimde adamın karanlıklarda durması ve ayın hançer gibi kullanılmış olması yazarı ve karakterlerini oldukça iyi yansıtmış.

28 Temmuz 2017 Cuma

PAULA HAWKINS "KARANLIK SULAR"

Yazarın "Trendeki Kız" adlı romanını okumuş ve çok beğenmiştim, hatta filmini de izledim. Bu nedenle tereddütsüz aldım ve birkaç günde de bitirdim. İlk kitabından  oldukça farklı olduğunu söylemeliyim; çok fazla karakter var, başlarda akılda tutmak epeyce zor oldu, sonradan alıştım. Kurgu ilkine göre daha basit geldi. Trendeki Kız daha fazla psikolojik öğeler içeriyordu. Bu da çok sürükleyci bir romandı, polisiye ve gizem sevenlerin beğeneceğini sanıyorum. Filmi de yakında çekilir de umuyorum. Kitap kapağı bir korku romanını çağrıştırıyor ancak Hawkins her ne kadar romana korku öğeleri serpiştirmiş olsa da aslında polisiye bir roman yazmış.



14 Temmuz 2017 Cuma

PROF.DR.VAMIK VOLKAN "GÖÇMENLER VE MÜLTECİLER"

Vamık Volkan'ın hem göçmenlerin hem de yerleşik halkın psikolojisini, göçmenlerin yitirdiklerinin ardından tuttukları yas ve bunun nesilden nesile aktarılışını anlattığı öğretici bir kitap. Günümüzde yaşadıklarımızla birebir örtüşen öyküler sayesinde okurlar kendi yaşamlarıyla da yüzleşme imkanı bulabiliyor. Akademik nitelik taşıdığı halde herkesin kolaylıkla okuyup anlayabileceğini düşünüyorum.




3 Temmuz 2017 Pazartesi

OSMAN BALCIGİL "YEŞİL MÜREKKEP"

Osman Balcıgil'in oldukça akıcı ve anlaşılır bir dili var, bu da özellikle biyografi niteliğindeki kitaplarını okumayı oldukça kolaylaştırıyor. Bu kitabı Sabahattin Ali ve eselerini çok beğenen biri olarak zevkle okudum, tüm dipnotları ve karakterleri ayrıca araştırdım. Türkiye'nin yakın geçmişinin üzerinden bir kere daha geçmiş oldum.Siyasi çekişmelerin edebiyat ve eğitimi nasıl baltaladığına, genç cumhuriyetin en yaratıcı edebiyatçılarından birinin siyasete nasıl kurban gittiğine tanık oluyorsunuz.Okurken sanki yazar ile bütünleştiğinizi hissedeceğiniz, gerçekten de oldukça iyi kaleme alınmış bir biyografik kitap. Herkese tavsiye olunur.
Çok aradım ama Markopaşa ve izleyen dergilere tam anlamıyla ulaşamadım, sadece birkaçının fotoğrafını bulabildim. Keşke  tarihsel ve kültürel değeri olan bu dergilere ulaşıp okuyabilseydik Aziz Nesin ve Sabahattin Ali'yi de yad ederdik... 






28 Haziran 2017 Çarşamba

VAMIK VOLKAN "NAZİ MİRASI"

Ünlü psikanalist ve yazar Prof. Dr. Vamık Volkan'ın Nazi Almanya'sına ait travmatik yaşantıları "nesillerarası aktarım" kavramıyla buluşturduğu kitabı. Kitabın kahramanı yazardan danışmanlık alan bir psikoterapistin kimlik çözülmesi yaşayan bir hastası. Travmatik olayların sözel olarak dile getirilmese dahi nesilden nesile nasıl aktarıldığına ışık tutuluyor. Psikoloji ve psikiyatriye yabancı okurlar için oldukça ilginç ve zor anlaşılacak bir kitap olduğunu düşünüyorum. Yine de, herkesin kendi iç dünyasından ve içinde yaşadığımız dünyadan kesitlerle bütünleştirebileceği mesajlar içerdiğini söylemek gerek. Travmayı yaşayanlar ve ona tanık olanlar kadar bu travmaları saklı tutanlar ve onların çocuklarının da etkilendiğini ortaya koyan bu olgu travma mağdurları kitlesinin göründüğünden çok daha büyük olduğunu vurguluyor. Öyle ki bir büyükbaba, bir baba, bir de torun aynı rüyayı görebiliyor, aynı şeylerden korkup, aynı kaygıları yaşayabiliyor. İnsanlığın bundan sonra kitlesel travmalar yaşamaması umuduyla...


20 Haziran 2017 Salı

ANTON ÇEHOV "MARTI"

Anton Çehov'un klasikleşmiş tiyatro oyunu Martı'da devrim öncesi Rusya'da toprak sahiplerinin yaşamı eleştiriliyor. Küçük bir kasabada yetişen bir genç kızın  hayalleri peşinde koşarken yaşamını yitirişini ve şöhret düşkünü annesinden sevgi görmemiş bir gencin hazin öyküsünü kısacık bir oyunda anlatıyor yazar. Dediği gibi oyunda bir sürü aşk var, neredeyse hepsi karşılıksız. En kötüsü de kişinin kendine olan fason aşkı, narsizmi. Sonraki kitaba yumuşak bir geçiş yapalım...