Bulgakov’un “Köpek Kalbi”nden sonra beğendiğim ikinci kitabı. Sürükleyici bir bilim kurgu niteliğindeki bu kısa öykü, yazarın insan psikolojisi konusundaki deneyim ve uzmanlığını kanıtlıyor. Kitabı okurken adeta kendinizi öykünün içinde buluyorsunuz, bu da bilim kurgu olmasına rağmen kendisi de bir bilim insanı olan yazarın gerçekçiliğinden kaynaklanıyor.
5 Eylül 2018 Çarşamba
JOSE SARAMAGO “KABİL”
Okurken çok zorlandığım kitaplardan biriydi. Kurgusu, anafikri güzel, ancak yazarın anlatım tarzı, iç içe geçmiş öykülerin peşisıra sunulması kutsal kitapları andıran bir roman olmasına yol açmış. Kabil ile Tanrı arasında geçen çekişme ve tartışmaların anlatıldığı kitabın oldukça değerli olduğunu düşündüğüm teması her dinin abc’si olan kader ve Tanrı’nın iradesi konuları. Yine de, dingin bir zamanda mutlaka okunmasını tavsiye ederim.
AHMET ÜMİT “ BEYOĞLUNUN EN GÜZEL ABİSİ”
Kitabı okurken İstanbul Beyoğlu’nu yaşıyor, oradaki insanların acımasız yaşamlarına ortak oluyorsunuz. Sürükleyici ama bir o kadar da yorucu bir roman. Şiddet sadece ölümlerde değil asıl yaşamlarda var dedirten bir öykü. Yazarın okuduğum ikinci kitabı olmasına rağmen dili çok tanıdık. Aynı zamanda yakın tarihimize dair öğeler de içeren bir kitap. Ben okurken biraz gerildim, biraz da utandım, toplumda olup bitenlere hem seyirci hem de şahit olmaktan.
OSMAN BALCIGİL “KARANLIK ODA”
Şiirsel bir kitap, su gibi akıyor. Türkiye’nin dünü ve bugünü, iç içe okuyucuyu yormadan ama derinden etkileyerek anlatılmış. Bir dönemin ideolojilerinin bugünümüze etkisi olmuş mudur, yoksa senaryo zaten baştan yazılmış mıdır? Bence yakın tarihimizi içtenlikle anlatan son dönemde yazılmış en gerçekçi tarihsel eleştirilerden biri olan bu kitap, adı gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin fotoğrafının basıldığı karanlık bir oda niteliğindedir. Osman Balcıgil’in okuduğum en iyi kitabıdır.
OSMAN BALCIGİL “TERS KANATLI ŞAHİN”
Osman Balcıgil’in akıcı üslubuyla İkinci Dünya Savaşı dönemi Türkiye’de olup bitenlere ışık tuttuğu, tarihi gerçeklere dayanan kurgusal romanı. Dikkatle ve ibretle okunması gereken, ülkemizin bulunduğu coğrafik ve siyasi konumu itibariyle her dönem “oyunlar diyarı” olduğunu hatırlatan bir kitap. O’nun sayesinde savaşlardan kurtuluşumuzun altı çiziliyor. "Ters kanatlı şahin" metaforunu oldukça yaratıcı bulduğumu da eklemek isterim.Hem özgürlükçü hem de gelenekçi/kuralcı bir yapı belki en iyi yönetim biçimidir. Şiddetle tavsiye ederim.
17 Eylül 2017 Pazar
8 Eylül 2017 Cuma
Kaydol:
Yorumlar (Atom)






