Ayşe Kulin'in "Kördüğüm" kitabı gibi "Kanadı Kırık Kuşlar"'dan sonra inişe geçtiğini düşündüğüm ikinci kitabı oldu. Yazar lütfen biyografik roman yazsın. Bu konuda internette başka yorumlar da okuyunca yazarın sanki kurguya son vermeye niyetlendiğini düşündüm. Herkes herşeyi yazmak, yemek, giymek, istemek, iyi yapmak vs. zorunda değil, yakışanı, istediğini, sevdiğini, en iyi yaptığını yapabilir pekala. Yine de okudum, beğenmedim değil...Her zamanki gibi sürükleyici bir şekilde yazılmış güncel bir roman. Romantik komediler gibi, keyifli vakit geçirmek, ara ara düşünmek ve sonrasında duygular hariç çok az şey hatırlamak gibi. Belki de olaylar değil, sadece duygular önemlidir, kimbilir?
27 Ocak 2019 Pazar
5 Eylül 2018 Çarşamba
DİNO BUZZATİ “TANRIYI GÖREN KÖPEK”
Buzzati'nin küçük öykülerden oluşan, müthiş hayal gücünü çok iyi yansıttığını düşündüğüm kitabı. Bir "Tatar Çölü" olmasa da güzel ve düşündürücü öyküler içermektedir. Öyle ki yüz insan okusa yüz farklı fikir üretebilir. En etkileyici olanı bence "Yedi Kat" isimli öyküdür. Yazarın "iyimser Kafka" olarak tanımlanması bence yanlıştır, Kafka kadar sıkıntılı olmasa da epey kötümserdir. Yine de hicivde başarılıdır. Ayrıca kitabın kapağı da oldukça yaratıcıdır.
JULES VERNE “DOKTOR OX’UN DENEYİ”
Jules Verne'nin hayali Quiquendone kentinde-bir tür cittaslow geçen distopik öyküsü. Ana tema iyilik ve kötülük dikotomisi. İyi bir dünya o kadar ütopik ki gerçekle buluşturmak gerekiyor herhalde. Offenbach'ın "Doktor Ox" adlı operasına da konu olan kült novella, herkeslerce okunmalı...
https://www.youtube.com/watch?v=HUvr4EMHvQM
AYŞE KULİN “KÖRDÜĞÜM”
Ayşe Kulin'in özellikle "Kanadı Kırık Kuşlar"dan sonra bir düşüş yaşadığını düşündüğüm kitabı. Yaratıcılık galiba böyle bir süreç, sürekli paralel seyretmiyor...Öykü içinde tutarsızlıklar barındırması ve sıradan olması, güncel olayların sanki zorla öyküye dahil edilmiş hissi uyandırması bakımından başarısız bulduğumu söylemeliyim. Yine de her kitabında olduğu gibi akıcı anlatımıyla Kulin bu kitabı da okunabilir kılmış.
PUŞKİN “YÜZBAŞININ KIZI”
Kitabın birçok baskı ve çevirisi yapılmış. Ben Sabahattin Ali ve Erol Güney çevirisini okudum. Dünya klasiklerinden en çok okunan romanlar arasına giren kitap Rus-Kafkas kültürü, savaş ve aşk temalarını barındıran bir dram.Çok yaratıcı bir öykü olduğunu söyleyemeyeceğim, ancak akıcı bir dille anlatılmış ve çeviri de gerçekten başarılı. Kitabın bir de filmi mevcut...
https://www.sinemalar.com/film/22814/yuzbasinin-kizi-2001
TAHAR BEN JELLOUN “KUTSAL GECE”
Daha önce adını hiç duymadığım Fas asıllı Fransız bir yazarın erkek toplumunda kadın olmak temalı oldukça etkileyici bu kısa romanını severek okudum. Romanı okurken kadın olduğunu düşündüğüm yazarın erkek olduğunu öğrenince çok şaşırdım. Her kitapta yakalayamadığım öykünün içine girme ve sanki karakterlerden biriymiş gibi olma deneyimini yaşayabildiğim nadir kitaplardan biri olduğunu söyleyebilirim. Bana çok eskiden okuduğum Duras'ın "Sevgili" adlı kitabını anımsattı. İşte bu yüzden Fransız Goncourt Ödülü almış olsa gerek. Ortadoğu ve Arap coğrafyasının geçmişinde ve kültüründe önemli rol oynayan öykü anlatıcılara yer verilmiş olmasının kitaba özgünlük kattığını düşündüm. Keşke yazarın başka kitaplarını da okusam...
MIHAIL BULGAKOV “ÖLÜMCÜL YUMURTALAR”
Bulgakov’un “Köpek Kalbi”nden sonra beğendiğim ikinci kitabı. Sürükleyici bir bilim kurgu niteliğindeki bu kısa öykü, yazarın insan psikolojisi konusundaki deneyim ve uzmanlığını kanıtlıyor. Kitabı okurken adeta kendinizi öykünün içinde buluyorsunuz, bu da bilim kurgu olmasına rağmen kendisi de bir bilim insanı olan yazarın gerçekçiliğinden kaynaklanıyor.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)






