17 Temmuz 2016 Pazar

HALİL CİBRAN "KUM VE KÖPÜK" "MECZUP" ve " GEZGİN"

Halil Cibran'ın "Ermiş" adlı başucu kitabından sonra sırasıyla " Gezgin", " Kum ve Köpük" ile "Meczup" u okudum.
Aynı sırayla da başarılı bulduğumu söyleyebilirim. 
"Meczup"un yazarın ilk eserlerinden biri olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım. Kitapta maskelerinden sıyrılmış, bölünmüş benlikleriyle bir meczubun kendiyle ve toplumla hesaplaşması anlatılıyor, özgün bir o kadar da dağınık bir eser. Bu yüzden de okurların çoğu yazarı bu kitabından dolayı "deli" olarak nitelendirmiş. Yaratıcı olmak biraz delilik gerektiriyor herhalde, ama fazlası anlaşılmayı zorlaştırıyor, bu eserde de öyle olmuş.
"Kum ve Köpük" yazarın özlü sözlerinden oluşan bir kitap. Altını çizdiklerim de oldu, anlayamadıklarım da. Yaşanmışlıklarla çok ilişkili diye düşünüyorum.
Ben en çok "Gezgin"i beğendim. Küçük öyküler hatta fabllardan örnekler var, bazıları çocuklar için çok güzel öğütler içeriyor. Diğer iki kitapla kıyaslandığında "Ermiş"e daha yakın buldum. 
Halil Cibran'ın eserleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, otobiyografisinden de yola çıkılarak toplumsal travma- batıya göç ve damgalanma ile dönemin yoğun dini- kültürel öğeleri, varoluşçu görüşler, hümanizm ve empati içerdiğini, bu yüzden birçok kişiyi etkilediğini ve hala birçok kişi tarafından okunduğunu anlayabiliyoruz.
Halil Cibran'ı bir yazardan çok, bir filozof olarak kabul etmek daha doğru bence
...





12 Temmuz 2016 Salı

NICOLA YOON "HERŞEY"

"En büyük risk hiç risk almamaktır" 
Kitabın gerçek adı bu aslında. Varoluşçu felsefenin izleri kitabın her köşesinde hissediliyor. Başka bir bloggerın önerisiyle aldığım ilk kitap olarak hiç de fena değildi. Akıcı dili ve yaratıcı çizimleri kitabı eğlenceli hale getirmiş, bununla beraber yaşama dair bir kitap olarak da başarılı. 
Birçok romanda olduğu gibi önce yavaş akıyor ve sonunda okurları bir sürpriz bekliyor, bu açıdan da başarılı bir kurgusu olduğu söylenebilir. Yine de ergenlik çağlarımda okusaydım daha fazla etkilenirdim diye düşündüm. Kitapta ele alınan özgürlük, aşk, cesaret, aile, bağlanma ve affetme gibi temalar ve varoluşçu izleriyle tam bir gençlik romanı. Tatilde olup kafa dağıtmak ama aynı zamanda düşünmek ve yenilenmek isteyenlere çok uygun, tavsiye edilir. Bundan sonra kitapta da geçen ve önceden almış olduğum "Algernon'a Çiçekler" i okumaya karar 
verdim. Ayrıca "Küçük Prens" de tekrar okunabilir. Kitapta başka kitaplara dair birçok spoiler var, çok da yerinde yorumlar içeriyor. 
Bir kitaptan başka bir kitaba doğru giden bu yolları da çok sevdiğimi itiraf ediyorum, şimdi ne okusam demiyor insan...


7 Temmuz 2016 Perşembe

STEFAN ZWEIG "GÖMÜLÜ ŞAMDAN"

Zweig serisinden devam ediyorum, çok da memnunum çünkü yazar asla hayal kırıklığına uğratmıyor. Bu eseri diğerlerinden oldukça farklı. Yazarın Yahudi kimliğinden esinlendiğini düşündüğüm tarihi ve öğretici bir eser. Zweig bu öyküde de az sözle çok şey anlatıyor. Kutsal yedi kollu şamdanını kaybeden göçebe Yahudi halkının öyküsü  oldukça ilginç. Öykünün başkahramanı Benjamin adaletsiz dünyada adaleti temsil eden bilge kişi olarak hayranlık uyandırıyor. Anafikir "şiddet kullanarak alınan şiddete maruz kalınarak kaybedilir"...Zamansız ve yurtsuz bir yazardan zamansız ve beynelmilel bir kitap daha; düne, bugüne ve muhtemelen geleceğe dair çok şey anlatıyor.


26 Haziran 2016 Pazar

MİKHAİL BULGAKOV "KÖPEK KALBİ"

Yazarın "Usta ile Margarita" kitabını okurken çok zorlanmıştım, ama bu kitabı neredeyse bir günde okudum. Tıpkı "Genç Bir Doktorun Anları" adlı kitabında olduğu gibi kahraman yine bir doktor, bu sefer bir araştırmacı, cesur bir cerrah. Gençliğin sırrını bulmaya çalışan, hırslı bir komünizm düşmanı. Sokak köpeği Şarik'ten asi bir insan yaratmayı başarıyor. Kitap simgeler ve dönemin Rusya'sına göndermelerle dolu. Sık sık dipnotlara dönmek gerekiyor. Mesaj çok açık; karnı doyduğu için herşeye boyun eğen ama mutlu olan, çok fazla da sorgulamayan bir sokak köpeği saldırgan, özgür olmak isteyen, sorgulayan ama mutsuz olan bir insana dönüşüyor. Öyle ki yaratıcısı bu durumdan pişman olup onu tekrar eski haline döndürüyor. Herkes  insan olmamalı ya da özgür!


23 Haziran 2016 Perşembe

STEFAN ZWEIG "MÜREBBİYE"

Zweig'ın dört kısa ama derin öyküsünün bulunduğu kitap...
"Mürebbiye", çocuk saflığının yetişkinlerin acımasızlığı karşısında yerini güvensizliğe bırakışını anlatan bir dram. 
"Yaz Novellası" beğenilmenin bir kadını hem fiziksel hem de psikolojik olarak nasıl değiştirdiğini anlatıyor.
"Geç Ödenen Borç" yazarın yine bir filme konu olmasını düşlediğim öykülerinden biri. İki insanın geçmişte ve bugün iki ayrı statüde karşılaşmalarını konu ediniyor.
"Kadın ve Yeryüzü" oldukça başarılı betimlemelere sahip ancak anafikrini kavramakta zorlandığım bir öykü. Zweig farklı birşey denemiş ama başarılı da olmuş...
Dört öykünün hepsi bir çırpıda okunuyor, ama sonrasında uzun uzun düşüncelere dalmak gerekiyor.