Fakir Baykurt'un Ankara'nın yoksulluk, susuzluk ve umutsuzluk ile dolu kıraç bir Alevi köyünde geçen sıcacık romanı "Kaplumbağalar" bu ülkede yaşamaya çalışmanın trajikomik hikayesini anlatıyor. Kıraç pulluk toprağını günlerce temizleyip çölde adeta bir vaha yaratıp bağa bostana dönüştüren köylünün emeğinin yok oluşuna törenleri, ritüelleri, manileri, şivesi ile Anadolu kültürünün en yalın ve samimi hali eşlik ediyor. Kır Abbas karakteri çorak toprağa bir kaplumbağa kadar yakışıyor, o da kaplumbağalar gibi bir ağaç gölgesi, biraz serinlik biraz da huzur arıyor. Tozak köyünde bir avuç yoksul köylü tarım devrimi yapıyor ancak bürokrasi engeli ile karşılaşıyor. Kır Abbas, Rıza Öğretmen, Gezici Hamdi, Muhtar Battal her biri yazarın güçlü kaleminden çıkan gerçekçi karakterler olarak bürokrasiye ve aslında bir kader olmak zorunda olmayan coğrafyaya meydan okumak için çabalıyorlar. 1960'ların Türkiyesi'nde köylünün devletin malına, devletin çalışanına kısacası devlete olan karşılıksız güven ve saygısının da altı çiziliyor. Şiddetle tavsiye edilir.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder