Halide Edip Adıvar 20.yy başlarında İstanbul'un gündelik yaşamını, dönemin kadınlarının öyküsünü bir aşk romanı tadında anlatmış. Kendi yaşamından hareketle kitapta kadınların derin ve sonsuz aşkları, erkeklerin ihanetleri ve bolca hüzün var. Akıcı dili sayesinde kitap hızlıca okunuyor, tanıdık yaşamlar ve öyküler özellikle kadın okurlara hitap edecek türden. İyi ki var olmuşsun Halide Edip.
19 Mart 2017 Pazar
HASAN ALİ TOPTAŞ "KUŞLAR YASINA GİDER"
"Şurda bir garip ölmüş, kuşlar yasına gider" türküsünden ismini almış Hasan Ali Toptaş kitabı. Bir gecede okunup bitirilen, ama günlerce etkisinden kurtulunamayan bir yas hikayesi. Defalarca Ankara-Denizli arasında direksiyon sallamış gibi insanı serseme çeviren bir roman. Yazar ve özgür ruhlu babasının ayrılık serüvenini yazar destansı anlatımıyla, türkülerle, tabiat betimlemeleriyle ve gizemli dokunuşlarıyla bir şahesere çevirmiş. Kitabı okuduktan sonra zihnimde pekçok soru ve düşünce ile kalakaldım. Böyle özgür ve ince ruhlu bir adama sakat kalmak, yaşlanmak, yatağa bağlı ve başkalarına muhtaç hale gelmek hiç yakışmıyor, içimizi acıtıyor. Öyle ki onun gençliğindeki avareliklerini örtbas ediyoruz.
Hiç şüphesiz kitap birçok otobiyografik öğe içeriyor; Denizli, türküler, kızıl sakallı akademisyen, aldatılmışlık, özgürlük, yazarlık vs.
"Sana da aldatılmışlık yakışırdı oğlum",
"babalar alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır" ve "birisi önümde durup, hüküm Allah'ın, başın sağ olsun, dediğinde babam yeniden ölüyordu " replikleri akıllara kazınacak türden.
Aşağıdaki linkten kitapta adı geçen türkülere ulaşmak mümkün, hatta yolculuklar bu türküler eşliğinde yaşanabilir.
Kitap kapağında Nuri Bilge Ceylan'ın fotoğrafı adeta Aziz'in hayalindeki kamyonu, oğulun sessiz hiddetini anlatıyor.
13 Mart 2017 Pazartesi
9 Mart 2017 Perşembe
SADIK HİDAYET "KÖR BAYKUŞ"
Buf-i kur- Kör Baykuş İran edebiyatı'nın aykırı isimlerinden Sadık Hidayet'in en meşhur kitabı. Kitabı okurken Sartre ya da Kafka okuyormuşum gibi bir hisse kapıldım. Umutsuzluk, ölüm ve cinsellik temleri müthiş edebi bir anlatımla bu kez Doğu kültürü içinde işlenmiş. Roman hayal ile gerçek arasında sıkışmış bir divaneyi anlatıyor. Kısa ama uzun bir okuma gerektiren, her cümlede onlarca cümle barındıran oldukça zor bir kitap, bir o kadar da keyifli. Sadık Hidayet'in sıradışı olan başka kitapları da var; Vejetaryenliğin Yararları, Aylak Köpek, Üç Damla Kan...okunmayı bekleyen.
2 Mart 2017 Perşembe
YVES BERGER, JOHN BERGER "UÇUŞAN ETEKLER"
John Berger'ın kaybettiği eşi Beverly Berger'ın ardından, oğlu Yves Berger'la birlikte yazdığı kitapta üretken bir eli ve anneyi kaybetmenin, onu hiçliğe uğurlamanın acısı anlatılıyor. Ölüm içinde barındırdığı belirsizlikle kuşatıp dehşete düşürüyor insanı. Diğer taraftan ölen kişiyi anılarla ve yaşarken ortaya koyduklarıyla kısacası "izleriyle" yaşatma arzusu kaplıyor içini. İşte bu arzu kayıpla yaşamayı öğretiyor; yok olmuyor insan, sadece başka bir boyuta geçiyor ve o boyutta başkalarının zihninde izleriyle yaşamaya değil ama var olmaya devam ediyor. Kısacık bir ağıt tarzında yazılmış bu kitap gerçek bir kesit; ölümü ve ardında kalanların sessiz çığlıklarını anlatıyor.
20 Şubat 2017 Pazartesi
OSMAN BALCIGİL "ELA GÖZLÜ PARS CELİLE"
Osman Balcıgil Nazım Hikmet'in annesi Celile Hanım'ın yaşamını Osmanlı İmparatorluğu'nun son yılları ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilk yıllarının siyasi ve toplumsal sahnesinde anlattığı belgesel tadında bir roman yazmış. Akıcı dili ve anlatımı sayesinde hızlıca okunan kitapta hem tarihimizin önemli kişiliklerine hem de Nazım Hikmet'in şiirlerine dair pek çok bilgi bulunuyor. Celile Hanım'ın güçlü kişiliğinin şaire nasıl yansıdığını da ortaya koyuyor yazar. Oldukça keyifle okunan bu kitabın keşke keyifle izlenecek bir görseli olsa, dizisi ya da belgeseli yapılsa, İstanbul'un Selanik'in güzellikleri eşliğinde masal gibi izlesek diye düşünmeden edemedim.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)






