28 Haziran 2017 Çarşamba

VAMIK VOLKAN "NAZİ MİRASI"

Ünlü psikanalist ve yazar Prof. Dr. Vamık Volkan'ın Nazi Almanya'sına ait travmatik yaşantıları "nesillerarası aktarım" kavramıyla buluşturduğu kitabı. Kitabın kahramanı yazardan danışmanlık alan bir psikoterapistin kimlik çözülmesi yaşayan bir hastası. Travmatik olayların sözel olarak dile getirilmese dahi nesilden nesile nasıl aktarıldığına ışık tutuluyor. Psikoloji ve psikiyatriye yabancı okurlar için oldukça ilginç ve zor anlaşılacak bir kitap olduğunu düşünüyorum. Yine de, herkesin kendi iç dünyasından ve içinde yaşadığımız dünyadan kesitlerle bütünleştirebileceği mesajlar içerdiğini söylemek gerek. Travmayı yaşayanlar ve ona tanık olanlar kadar bu travmaları saklı tutanlar ve onların çocuklarının da etkilendiğini ortaya koyan bu olgu travma mağdurları kitlesinin göründüğünden çok daha büyük olduğunu vurguluyor. Öyle ki bir büyükbaba, bir baba, bir de torun aynı rüyayı görebiliyor, aynı şeylerden korkup, aynı kaygıları yaşayabiliyor. İnsanlığın bundan sonra kitlesel travmalar yaşamaması umuduyla...


20 Haziran 2017 Salı

ANTON ÇEHOV "MARTI"

Anton Çehov'un klasikleşmiş tiyatro oyunu Martı'da devrim öncesi Rusya'da toprak sahiplerinin yaşamı eleştiriliyor. Küçük bir kasabada yetişen bir genç kızın  hayalleri peşinde koşarken yaşamını yitirişini ve şöhret düşkünü annesinden sevgi görmemiş bir gencin hazin öyküsünü kısacık bir oyunda anlatıyor yazar. Dediği gibi oyunda bir sürü aşk var, neredeyse hepsi karşılıksız. En kötüsü de kişinin kendine olan fason aşkı, narsizmi. Sonraki kitaba yumuşak bir geçiş yapalım...

19 Mayıs 2017 Cuma

STEFAN ZWEIG "BİR ÇÖKÜŞÜN ÖYKÜSÜ"

Madam de Prie'nin intihara sürüklendiği ihtiras, hırs ve keder dolu kısacık öyküsünün anlatıldığı bir novella. Yine Zweig'dan muhteşem bir kadın kimliği, her anını yaşayarak okuduğum bir insan çözümlemesi. Şiddetle tavsiye olunur.

19 Mart 2017 Pazar

HALİDE EDİP ADIVAR "SEVDA SOKAĞI KOMEDYASI"

Halide Edip Adıvar 20.yy başlarında İstanbul'un gündelik yaşamını, dönemin kadınlarının öyküsünü bir aşk romanı tadında anlatmış. Kendi yaşamından hareketle kitapta kadınların derin ve sonsuz aşkları, erkeklerin ihanetleri ve bolca hüzün var. Akıcı dili sayesinde kitap hızlıca okunuyor, tanıdık yaşamlar ve öyküler özellikle kadın okurlara hitap edecek türden. İyi ki var olmuşsun Halide Edip.



HASAN ALİ TOPTAŞ "KUŞLAR YASINA GİDER"

"Şurda bir garip ölmüş, kuşlar yasına gider" türküsünden ismini almış Hasan Ali Toptaş kitabı. Bir gecede okunup bitirilen, ama günlerce etkisinden kurtulunamayan bir yas hikayesi. Defalarca Ankara-Denizli arasında direksiyon sallamış gibi insanı serseme çeviren bir roman. Yazar ve özgür ruhlu babasının ayrılık serüvenini yazar destansı anlatımıyla, türkülerle, tabiat betimlemeleriyle ve gizemli dokunuşlarıyla bir şahesere çevirmiş. Kitabı okuduktan sonra zihnimde pekçok soru ve düşünce ile kalakaldım. Böyle özgür ve ince ruhlu bir adama sakat kalmak, yaşlanmak, yatağa bağlı ve başkalarına muhtaç hale gelmek hiç yakışmıyor, içimizi acıtıyor. Öyle ki onun gençliğindeki avareliklerini örtbas ediyoruz.
Hiç şüphesiz kitap birçok otobiyografik öğe içeriyor; Denizli, türküler, kızıl sakallı akademisyen, aldatılmışlık, özgürlük, yazarlık vs. 
"Sana da aldatılmışlık yakışırdı oğlum",
"babalar alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır" ve "birisi önümde durup, hüküm Allah'ın, başın sağ olsun, dediğinde babam yeniden ölüyordu " replikleri akıllara kazınacak türden.
Aşağıdaki linkten kitapta adı geçen türkülere ulaşmak mümkün, hatta yolculuklar bu türküler eşliğinde yaşanabilir.
Kitap kapağında Nuri Bilge Ceylan'ın fotoğrafı adeta Aziz'in hayalindeki kamyonu, oğulun sessiz hiddetini anlatıyor.